Haber Asansörü dergisi Kasım - Aralık 2017 sayısında yayınlanan yazım.
Artık Vergisini Düzenli Ödeyenlerin de Yüzü Gülecek
Mehmet Öner
Maliye Bakanlığı Eski Baş Hesap Uzmanı
Yeminli Mali Müşavir
moner@monerymm.com
1 Ocak 2018 tarihinden itibaren vergi beyannamelerini zamanında veren ve vergilerini zamanında ödeyen “vergiye uyumlu mükellefler” için yeni bir dönem başlıyor.
Gelir Vergisi Kanunu’nun Mükerrer 121. Maddesi ile getirilen % 5 oranındaki gelir ve kurumlar vergisi indirimi 1 Ocak’ta uygulanmaya başlanacak. Yaklaşmakta olan bu imkandan faydalanabilmek için şartlarına göz atmakta ve uygulamaya hazırlanmakta fayda var.
Her şeyden önce kurallara uyan mükelleflere indirim yapılarak pozitif ayrımcılık yapılması Türk Vergi Hukukunda bir ilk. Düzenli, kurallara uyan ve devlete karşı mali yükümlülüklerini zamanında tam olarak yapan mükelleflerin yüzünü güldürecek bir uygulama. Bu indirimle en azından vergilerini zamanında ödemeyip af kanunlarından yaralanan mükellefler ile her türlü sorumluluğunu zamanında yerine getiren mükelleflerin aynı kefeye konulmadığını fiilen görmüş olacağız; mükellefler ve şirketler kurallara uyan mükellef olmanın farkını hissetmiş olacak.
Tam bu noktada vergileri zamanında ödenmeyerek af kanunlarından yaralanmanın pratikte çok da kolay olmadığını belirtmekte fayda var. Bankalar, trafik sicili, tapu daireleri gibi birçok kurumla elektronik irtibatı bulunan, gelişmiş bilgi işlem altyapısı ile her türlü varlığı takip edebilen Gelir İdaresi Başkanlığının banka hesaplarına, araçlara ve yakında devreye girecek gayrimenkullere e-haciz uygulaması varken vergi borçlusu olarak ticari hayata devam edebilmek çok kolay değil. Bir sabah tüm banka hesaplarına vergi dairesi tarafından e-haciz konulan şirketlerin nefes alması bile çok zor. Çıkartılan vergi aflarından vergi borcu sebebiyle yararlananların büyük bir kısmı zaten borçları sebebiyle ticari hayatları da ağır aksak devam eden mükellefler. Dolayısıyla vergi borcu sebebiyle af kanunlarından yararlanmak “içi seni dışı beni yakar” türden bir durum. Hiç özenilecek bir tarafı yok.
Gelir ve kurumlar vergisinde % 5 oranında indirim imkanı veren “Vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimi” yeni bir kavram. SGK primlerinde 5 puanlık indirime benzese de uygulama ve koşulları açısından farklılıklar taşımakta.
Öncelikle bazı alanlarda faaliyet gösteren şirketler bu indirimden yararlanamayacak.
Finans ve bankacılık sektörlerinde faaliyet gösteren şirketler,
Sigorta ve reasürans şirketleri,
Emeklilik şirketleri,
Emeklilik yatırım fonları,
bu indirimden yararlanamayacaktır.
Asansör sektöründe faaliyet gösteren imalat, montaj ve bakım firmaları maddede belirtilen şartları taşımaları durumunda indirimden yararlanabilecek.
İndirimden yararlanabilmek için Gelir Vergisi Kanunu’nun Mükerrer 121. maddesinde belirtilen şartları ana hatlarıyla sıralamak gerekirse
Birincisi indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olması gerekmekte. Dolayısıyla indirimden yararlanabilmek için hem beyanname vermeyi gerektiren bildirim görevinin, hem de parasal ödemeyi gerektiren mali görevin zamanında yerine getirilmesi gerekir. Mükelleflerin bu kapsamda Gelir, Kurumlar, KDV, Muhtasar, ÖTV, Damga Vergisi gibi tüm beyannamelerini zamanında vermesi; tüm vergilere ilişkin ödemelerini de zamanında yapması gerekli. Yani aslında “tüm vergiler açısından vergiye tam uyumlu mükellefler” gelir ve kurumlar vergisinde % 5 indirim hakkından yararlanabilecek.
İkincisi indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yılda haklarında beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re'sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması gerekmekte. Bu üç yıllık süre içerisinde şirketlerce verilen beyannamelere dayalı olarak tarh edilip istenen vergilerin dışında vergi idaresince ek bir tarhiyatla ek bir vergi istenmemiş olması gerekmektedir. Bu tür ek tarhiyatlar bir vergi incelemesi sonucu ortaya çıkıyor.
Üçüncü olarak indirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla vergi aslı (vergi cezaları dâhil) 1.000 Türk lirasının üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmaması gerekiyor.
Dördüncü ve son olarak da indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile önceki dört takvim yılında hapis cezasını gerektiren sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge, günlük dildeki kullanımıyla naylon fatura, düzenleme veya kullanma, muhasebe hilesi gibi hususlarda vergi idaresince bir tespitin bulunmaması şart.
Bu şartların tamamını birlikte sağlayan asansör imalat, montaj ve bakım şirketleri ve mükellefleri % 5 oranındaki gelir ve kurumlar vergisi indiriminden yararlanabilecektir. Yararlanılabilecek indirim tutarının bir milyon liradan fazla olamayacağını belirtmek gerekiyor.
Şartların hepsinin birlikte sağlanması oldukça zor olsa da % 5 oranındaki indirim dikkate değer bir indirim. Hangi şartları sağlayıp sağlamadığımızın kontrol edilerek eksikliklerimizi gidermemizde fayda var.
Söz konusu indirimden öngörülen şartları taşımadan yararlanan ve bu durumu sonradan tespit edilen mükelleflerden indirim sebebiyle alınmayan vergiler, vergi idaresince sonradan istenecektir. Ancak maddedeki ilginç düzenleme sebebiyle bu durum için vergi ziyaı cezası uygulanmayacak; mükellefler yalnızca haksız yere ödemedikleri vergi tutarını ve gecikme faizini ödeyeceklerdir.
Enteresan bir biçimde 8 Mart 2017 tarihinde resmi gazetede yayınlanan 6824 sayılı yasa ile Gelir Vergisi Kanuna eklenen bu yeni müessesenin yasalaşması ile uygulamanın başlayacağı 1 Ocak 2018 tarihi arasında önceden tahmin edilemeyecek gelişmeler yaşandı. 2017 yılı içerisinde bozulan bütçe dengeleri ve ekonomide yaşanan zor koşullar sebebiyle şu anda mecliste bulunan son torba kanun ile tüm kurumlar vergisi mükellefleri için kurumlar vergisi oranını 2018,2019 ve 2020 yılları için % 20 den % 22’ye çıkarılmak üzere. Eğer torba kanun beklendiği gibi yasalaşırsa 2018 yılında bir yandan kurumlar vergisi oranında artış, diğer yandan da indirim aynı dönemde birlikte uygulanmaya başlayacak. Hem mükellefler hem de vergi idaresi açısından ender karşılaşılacak bir dönem yaşayacağız gibi görünüyor.
Kamu maliyesindeki, kurumlar vergisi oranını bile artırmayı gerektiren sıkıntılı günler sebebiyle, vergiye uyumlu mükellefler için vergi indirimi hayata geçebilecek mi sorusu haklı olarak akla geliyor.
Kurumlar Vergisi Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ve en çok sesi getiren Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununda önemli değişiklikler getiren torba kanundaki hemen tüm düzenlemeler daha çok vergi toplamak amaçlı. Kimi maddeler kurumlar vergisinde olduğu gibi vergi oranlarını artırarak, kimi maddeler motorlu taşıtlar vergisinde olduğu gibi vergi matrahı hesaplanma yöntemini ve oranını değiştirerek, kimi maddeler de vergi istisna ve oranlarını mükellefler aleyhine daraltarak veya kaldırarak vergi gelirlerini artırmaya çalışmakta.
İndirimi düzenleyen Gelir Vergisi Kanunun Mükerrer 121. Maddesinde Bakanlar Kuruluna % 5 oranındaki indirimi 0’a indirme yetkisi verilmiştir.
Ülke ekonomisi ve kamu mali dengesi koşulları göz önüne alındığında torba kanunun yasalaşmasını müteakip Bakanlar Kurulu’nun Gelir Vergisi Kanunun Mükerrer 121. Maddesiyle verilen yetkiyi kullanarak vergiye uyumlu mükelleflere tanınan % 5 indirim hakkını 2018, 2019 ve 2020 yılları için % 0’a indirmesi sürpriz olmayacaktır.
Gelir ve kurumlar vergisinde indirim sağlayan bu yeni uygulamanın şartlarını taşıyıp taşımadığımızı kontrol ederek hazırlıklı olmakta; diğer yandan da bu indirimin daha doğmadan uygulamasının ertelenebileceğini dikkate alarak yaptığımız ödenecek vergi hesaplarında A ve B planına yer vermekte fayda var.
コメント