Elektrikli otomobiller, otomobil endüstrisinin 120 yıllık tarihindeki önemli dönüm noktalarından birisi. Hepimiz otomobil yakıtı için aylık ödeyeceğimiz faturanın % 80 oranında azalacağı beklentisi içerisindeyiz. Fakat elektrikli araçların yaygınlaşması durumunda karşılaşacağımız tablo beklediğimiz gibi olmayacak.
Akaryakıtın üzerindeki, yaklaşık % 65 oranındaki KDV ve ÖTV den oluşan vergi tüketiciler açısından yük iken, devlet açısından yıllık 50 milyar civarında gelir anlamına geliyor. Devletin bu vergi gelirinden vazgeçmesi öyle kolay olmayacak.
Bunun ötesinde % 80 oranında azalan akaryakıt faturaları, araç kullanımı ve yapılan kilometreyi inanılmaz artıracak. Şehirlerimiz ulaşım altyapısı ve şehirlerarası yol şebekemiz bu artışı kaldırabilecek durumda değil.
Elektrikli otomobillerin yaygınlaşması ile birlikte, vergi kaybını telafi etmek ve otomobil kullanımını sınırlayabilmek için, hayatımıza bugüne kadar çok alışık olmadığımız “kilometre vergisi” girecek gibi duruyor.
Konuyu değerlendirdiğim Türkiye Enerji Vakfı yayın organı Enerji Panorama dergisi Haziran 2020 sayısında yayınlanan yazım.
Elektrikli Otomobil Akaryakıt Faturasını Düşürmeyecek, Kilometre Vergisi Gelecek
Mehmet Öner
Maliye Bakanlığı Eski Baş Hesap Uzmanı
Yeminli Mali Müşavir
moner@monerymm.com
Otomobil ve diğer araçların, fosil yakıt olan petrol türevleri yerine elektrik ile çalışır hale gelmesi, hepimizi heyecanlandırıyor ve sevindiriyor. Bu dönüşüm kuşkusuz otomobil endüstrisinin 120 yıllık tarihindeki önemli kilometre taşlarından bir tanesi. Araçlarda elektrik kullanımıyla birlikte, karbon salınımındaki azalma sonucu daha temiz bir çevre, petrole ve petrol fiyatlarına bağımlılığın azalması, gürültü kirliliğinin azalması başta olmak üzere bir çok olumlu etkinin görüleceği hepimizin malumu.
Hepimizi ilgilendiren ve sevindiren noktalardan bir tanesi de bireysel olarak otomobil yakıtı için aylık ödeyeceğimiz faturanın önemli ölçüde azalması. Şu anki akaryakıt ve elektrik fiyatlarını veri olarak aldığımızda, elektrikli otomobillerle aylık akaryakıt faturamızın % 80 oranında azalacağını düşünüyoruz. Fakat elektrikli araçların yaygınlaşması durumunda karşılaşacağımız tablo beklediğimiz gibi olmayacak.
Otomobillerimize aldığımız yakıt üzerinde, KDV ve ÖTV den oluşan yaklaşık % 65 oranında vergi yükü var. Vergi yükünün asıl kısmını da akaryakıttan özel olarak alınan ÖTV oluşturuyor. Bu tutar bireysel olarak bizim için yük iken, devlet açısından önemli bir vergi geliri.
Elektrikli otomobiller ile herkes kolayca, cep telefonunu şarj eder gibi, mevcut elektrik fiyatları ile araçlarını şarj edebilecek. Elektrik kullanımını araç şarjı için ayırıp, bu kullanımdan akaryakıttan alınan ÖTV tutarını telafi edecek yeni bir vergi almak uygulanabilir olmayacağı için, devlet ÖTV den gelen, 2019 yılı için yaklaşık 50 milyar lira olan, gelirden mahrum kalacak. 2019 yılında Kurumlar Vergisinden tahsil edilen tutarın 87 milyar lira olduğunu dikkate aldığımızda, devlet açısından akaryakıt üzerinden alınan ÖTV’nin ne kadar önemli ve vazgeçilmez olduğunu görüyoruz.
Dolayısıyla akaryakıt üzerinden alınan ÖTV yerine başka bir vergi kalemi oluşturulması zorunluluktur. Araç kullananların akaryakıt fiyatı içerisinde ödedikleri ve kabullendikleri bu vergi toplam tutarını, başka vergi mükelleflerinin ödeyeceği bir vergiye dönüştürmek de çok kolay değil. Mesela kurumlar vergisini % 50 artırarak bu vergi kaybını telafi etmek, kabul edilebilir bir yöntem değil. Sonuç olarak yine araç kullananların kullanım miktarına bağlı olarak, kilometre vergisi gibi, bir vergi oluşturulmasından başka bir çare görünmüyor. Dünya da elektrikli araçların yaygınlaşmaya başlaması ile birlikte bu konuyu yavaş yavaş konuşmaya başladı.
İkinci önemli nokta, kilometre vergisi gibi yeni bir vergi ihdas edilmez ise, % 80 oranında azalan akaryakıt faturaları sebebiyle, araç kullanımı ve yapılan kilometre inanılmaz artacak. Şehirlerimiz ulaşım altyapısı ve şehirlerarası yol şebekemiz bu artışı kaldırabilecek durumda değil. Hepimizin muzdarip olduğu trafik çilesinin daha da artmaması için, kilometre maliyetinin düşmesi sebebiyle araç kullanımının artmaması gerekiyor.
Peki pratikte kilometre vergisi uygulanabilir mi? Şu anki teknolojik imkanlar ile evet. Her aracın gittiği güzergahın takip edilmesi gibi özel yaşama ilişkin mahremiyetlere zarar vermeden bunu yapmak mümkün. Araçlara takılacak, yalnızca gidilen kilometreyi kaydedip, sim kart ile aylık veya haftalık olarak veri merkezine aktaran bir kilometre vergisi uygulaması kurmak hem mümkün hem de çok maliyetli değil. Endüstri 4.0 nesnelerin interneti ile bize bu imkanı sunuyor. 2022 yılı ortasından itibaren, AB uyum süreci kapsamında, her araç için alkolmetre kullanım alt yapısı zorunluluğu getirilmesinin konuşulduğu günümüzde, kilometre vergisi altyapısını oluşturmak zor bir iş değil. Böylece akaryakıt alırken peşinen ödediğimiz ÖTV’yi, cep telefonu faturası gibi ay sonunda ödemiş olacağız.
Elektrikli otomobil kullanımının toplam kullanım içinde anlamlı pay tutmadığı bu günlerde kilometre vergisi devlet açısından da ihmal edilebilir durumda. Ancak önümüzdeki beş yılda tahminler doğrultusunda elektrikli otomobil kullanım oranının yüzde iki üçlerden yüzde 10 -20 bandına çıkması durumunda kilometre vergisi zorunlu olarak uygulamaya konacak gibi.
Görünen o ki elektrikli araçların yaygınlaşması bireysel tüketicilerin aylık yakıt faturalarını beklendiği gibi düşürmeyecek. Sağlayacağı şey, ülke olarak petrole bağımlılıktan ve ödenen yüksek petrol faturasından kurtulmak, daha temiz bir hava ve daha az gürültülü trafik akışı gibi duruyor. Bir de kilometre vergisi uygulamaya konana kadar elektrikli otomobil kullanıcılarının yakıt faturalarında geçici olarak yaşayacakları azalma.
Comments