top of page
Yazarın fotoğrafıMehmet Öner

Enflasyon Muhasebesi Muhasebe Meslek Mensuplarını Neden Çileden Çıkarttı? Asıl Problem ve Çözüm Neydi?



Enflasyon Muhasebesi Muhasebe Meslek Mensuplarını Neden Çileden Çıkarttı? Asıl Problem ve Çözüm Neydi?

 


Mehmet Öner

Maliye Bakanlığı Eski Baş Hesap Uzmanı

Yeminli Mali Müşavir

 

 

Uzun zamandır enflasyon muhasebesini konuşuyoruz. Epey bir zaman da konuşacağız sanırım. 2024 ikinci geçici vergi beyanname verme süresinin üçüncü kez uzatılması enflasyon muhasebesi konusundaki problemleri çözmedi; sadece bu dönem için biraz nefes alma süresi verdi.

Gerek muhasebe ofislerinde, gerek çalıştığı şirketlerde muhasebe kayıtlarını tutan, defterleri işleyen, beyannameleri hazırlayan, beyannameleri ve bildirimleri kontrol eden, bu mesleğin ucundan kulağından herhangi bir yerinden tutan, işin herhangi bir bölümünü yapan muhasebe meslek mensupları enflasyon muhasebesi uygulamasında kelimenin tam anlamıyla çileden çıktı. Bu seferki çileden çıkış her zamanki feryatlardan, sıkıntılardan çok farklı.

Meslek mensuplarının çileden çıkışı sadece 2024 ikinci geçici vergi beyannamelerinin üç kez ertelenmesinden kaynaklanmıyor. Problem ve meslek camiasının feryadı enflasyon muhasebesinin bizatihi kendisinin uygulanmasındaki sıkıntıdan kaynaklı.

Meslek mensuplarını en çok kızdıran ve çileden çıkartan da enflasyon muhasebesi uygulamasındaki zorluklar, imkansızlıklar, angaryaları kayıtlarını tuttukları ve beyannamelerini gönderdikleri iş dünyasının ve de enflasyon muhasebesi konusundaki düzenleyici kurum olan Gelir İdaresinin görmemesi, anlamaması ve dinlemek dahi istememesi.

İş dünyası ve Gelir İdaresi Başkanlığı enflasyon muhasebesi uygulamasını muhasebe meslek mensuplarının her zaman yaptıkları muhasebe iş ve işlemlerinin bir parçası, zaten yapılmakta olan işin rutin bir kısmı olarak görüyor; meslek mensuplarının feryat ve figanını anlamıyor, anlam veremiyor. Enflasyon muhasebesi konusundaki meslek mensuplarının yükselen seslerini her zamanki “iş yoğunluğuna bağlı şikayetler” olarak algıladı iş dünyası ve Gelir İdaresi.

Ama durum hiç de öyle değil. Meslek mensuplarının yaşadığı sıkıntı her zamanki yoğunluk veya zaman yetmemesinin ötesinde, enflasyon muhasebesinin tebliğ ve sirkülerdeki düzenlemelere uygun olarak yapılmasının mevcut durumda nerdeyse imkansız olmasından kaynaklanıyor.

 Sanırım meslek mensupları enflasyon muhasebesi konusundaki endişelerini, bunun sebeplerini, sıkıntılarını tam olarak ilgili kesimlere anlatamadı. Ve hatta kendisi problemin asıl sebebini doğru adlandırmadı, çözüm yolunu ilgililere sunamadı. Bu yazıyı kaleme almamdaki sebep de tam olarak budur. Enflasyon muhasebesindeki asıl problemi ve çözüm yolunu anlatmaya çalışacağım.

Muhasebe işlemleri yazılımlar ile yapılıyor

Enflasyon muhasebesi uygulamasının nasıl yapılacağını anlamak için öncelikle günlük muhasebe işlemlerinin nasıl yapıldığına bir bakmak gerekiyor.

40 yıl önce noterden onaylatılmış defterlere muhasebe işlemlerinin elle yazıldığı, faturaların kağıt ortamında elle düzenlendiği, bordroların kağıt ortamında düzenlendiği, satılan ürünlerin stok kartlarının elle yazıldığı, elle yazılan imalat defteri ile mamul maliyetinin hesaplandığı muhasebe işlemlerinin nerdeyse tamamı artık bilgisayarlar ve muhasebe yazılımları ile yapılıyor.

Muhasebe yazılımları günlük rutin işlemler olan satış faturalarının düzenlenmesi, alış faturaları ve gider belgelerinin kaydedilmesi, muhasebe fişlerinin oluşturulması ve yasal defterlere kaydı, müşteri ve satıcı cari hesaplarının takibi, çalışanların bordrolarının hazırlanması gibi işlerin yanında, geçici vergi ve kurumlar vergisi hesaplamaları için yapılan dönem sonu işlemlerinde de meslek mensuplarının eli kolu konumunda.

Muhasebe programları dönem sonu işlemlerinin nerdeyse tamamında çok önemli bir yardımcı

  • Amortismanları amortisman modülleri aracılığıyla hesaplıyor

  • Kur farkı hesaplamalarını yapıyor

  • Satılan ticari mal maliyetini tercih edilen yönteme göre hesaplıyor

  • Üretim maliyetini ve buna bağlı olarak satılan mamul maliyetini hesaplıyor

Özetle günümüzde meslek mensupları, muhasebe yazılımları aracılığıyla mesleğini icra eder durumda.

Yazılımların mesleği icra ederken vazgeçilmez araçlar olması sadece muhasebe mesleği için geçerli değil. Tüm meslekler aynı durumda. Bankacılar banka yazılımları ile işlerini yapabiliyor. Mimar ve mühendisler tüm hesaplama ve çizimleri için yazılımları kullanıyor. Oteller, eczaneler, marketler, hava alanları, metro sistemleri ve tüm iş dünyasında bulunan kesimler yazımlar ile faaliyetlerini sürdürüyor. Eğer yazılımlar şu anda kullanılamaz hale gelse, dijital kıyamet kopsa, kimse işini yapamaz durumda.

Bunun dar kapsamlı bir örneğini Microsoft 365 yazılımı sebebiyle temmuz ayında yaşadık. Yazılımdaki hata sebebiyle uçaklar havalanamadı, havadakiler yere inemedi, bankalar işlem yapamadı.

Diğer bir örnek bir bankamızın 2021 ve 2024 yıllarında iki kez siteminin çöküşüdür. Hiçbir işlem yapılamamıştı hatırlarsanız.

Dünya öyle bir hale geldi ki yazılımlar olmadan iş yapılamaz, yapılan işler yönetilemez durumda maalesef.

Muhasebe yazılımları enflasyon muhasebesine hazır değil

Yukarıda bahsettiğim üzere muhasebe yazılımları gerek dönem içi rutin işlemlerde, gerek geçici ve kurumlar vergisi matrahı hesaplaması sırasında dönem sonu işlemlerde meslek mensuplarının vazgeçilmez araçları, eli kolu konumunda.

Enflasyon muhasebesi uygulaması konusunda ise muhasebe yazılımları sınıfta kaldı. Bir kısım yazılımlar bazı işlemler için uygun araçları geliştirdi ama çok yetersiz durumdalar.

Muhasebe yazılımlarının enflasyon muhasebesi uygulamasında meslek mensuplarının tüm beklentilerini karşılayabilmeleri için yazılımlarında çok önemli değişiklikler yapmaları gerekiyor. Muhasebe yazılımlarının işleyiş sistemi enflasyon muhasebesinin işleyiş sitemine uygun değil. Tüm işleyiş sisteminin gözden geçirilip, tüm kodların yeniden yazılması gerekiyor. Mevcut yazılımlarda eksik olan kısımlardan birkaç örneğe bakalım.

  • 555 sıra numaralı VUK Tebliği ve 165 numaralı VUK sirkülerine göre parasal olmayan kıymetler için verilen avansların taşıma katsayısı ile 30.06 değerlerinin hesaplanması ve enflasyon farklarının 698 hesap aracılığıyla dönem gelir tablosuna gitmesi gerekiyor. Sonraki dönemlerde de avans verilen işlem gerçekleştiğinde, enflasyon farkının işlemin maliyet bedeli olarak kaydedilmesi geriyor. Bu işlem en çok mal alımı sırasında verilen avans olarak karşımıza çıkıyor. Mevcut muhasebe proğramları verilen avanslara ilişkin enflasyon farklarının her avans için tek tek takip edilmesi ve her avansa ilişkin satın alma işlemi gerçekleştiğinde işlemin maliyetine dahil edilmesini otomatik olarak takip edemiyor. Böyle olunca da normalde otomatik olarak yapılan avansla mal alımına ilişkin her işlemin dikkatle takip edilip, manuel işlem yapılması gerekiyor.

  • Alınan avanslar için de aynı eksikliği barındırıyor muhasebe proğramları.

  • Stoklar için toplulaştırılmış yöntem dahi kullanılsa, 30.06 tarihli enflasyon farklarının 01.07 tarihinde her bir stok kartına tek tek işlenmesi gerekiyor ki 30.09 tarihinde saılan ticari mal maliyeti veya mamul maliyeti doğru hesaplanabilsin. Muhasebe yazılımı bunu yapamayınca manuel olarak her stok kartına işlenmesi gerekiyor ki bu farkların binlerce stok kartı olan şirketlerde hem angarya, hem imkansız yakın.

  • İlk madde ve malzeme ve yarı mamuller için de aynı problem var. Muhasebe yazılımlarının üretim modüllerinde enflasyon muhasebesinden kaynaklı fark hesapları tanımlanmamış, üretim maliyeti hesaplanırken ark planda çalışan kodlarda değişiklik yapılması gerekiyor.

  • Reel olmayan finansman maliyetinin hesaplanması için önce maliyete eklenen finansman maliyetlerinin net olarak bilinmesi, sonra reel olmayan kısmının hesaplanması gerekiyor. Muhasebe proğramlarının alt yapısı buna da uygun değil. Tespit ve hesaplamanın manuel yapılması gerekiyor.

  • Sabit kıymetlere ilişkin enflasyon fark hesaplamaları mevcut muhasebe yazılımlarının meslek mensuplarına destek sağladığı tek kısım diyebiliriz. Bu kısımda da yanlış hesaplamalar ve eksiklikler var.

Örnek olarak sıralamış olduğum eksikliklerin dışında bir çok konu var. 2023 düzeltmesinden kaynaklı enflasyon farklarının bazı işlemlerde (Ar-ge harcamaları, alınan avanslar, atik dışındaki kıymetlerin düzeltilmiş değerinin altında satılması gibi) 2024 dönem gideri oluşturmamasının takibi de manuel yapılması gereken işlemlerden.

Meslek mensupları enflasyon muhasebesinin getirdiği hem dönem sonu işlemleri hem de muhasebe proğramlarının yapması gereken dönem içi işlemleri manuel yapmak zorunda kaldı

Yukarıda bahsettiği üzere, mevcut muhasebe yazılımları enflasyon muhasebesi açısından sınıfta kaldı. Enflasyon muhasebesinin getirdiği hem dönem sonu işlemleri hem de muhasebe programlarının yapması gereken dönem içi işlemleri, manuel olarak yapılmak üzere meslek mensuplarının üzerine kaldı.

Enflasyon muhasebesi öncesi mevcut çalışanlar ve iş yoğunluğu ile zaten zor yetiştirilen işlerin üzerine bir de manuel yapılması gereken enflasyon muhasebesi işlemleri çıkınca meslek mensupları açısından ip koptu.

İş çevreleri ve Gelir İdaresi enflasyon muhasebesi işlemlerini bir excel tablosundaki rakamların katsayılar ile çarpılarak güncel değerlerinin bulunması olarak algılıyor. Halbuki, yukarıda açıklamaya çalıştığım gibi, muhasebenin temel işleyişini değiştiren, muhasebe programlarının mevcut kodları ve işleyiş siteminde önemli değişiklikler gerektiren kapsamlı, detaylı ve yorucu bir çalışma.

Muhasebe yazılımları enflasyon muhasebesine neden hazırlanmadı

Muhasebe yazılımlarının 2024 ikinci geçici vergi dönemine enflasyon muhasebesine uygun versiyonları ile hazır halde olmamalarının birkaç sebebi var.

Birincisi 2022 ve 2023 yılları ertelemesi 2024 yılı için de bir erteleme beklentisi oluşturdu. Muhasebe yazılımı üreten firmalar için dört başı mamur, tüm ihtiyaçları karşılayan enflasyon muhasebesi işlemlerini yapan bir versiyon oluşturulması, tüm kodların sil baştan yazılması ve ya gözden geçirilmesi demek. Bu da yazılım firmaları açısından önemli bir maliyet. Eğer 2024 için erteleme olursa çöpe giden para olarak baktılar. Bu sebeple ağırdan aldılar ya da basit bir iki kısım dışında hiçbir şeyi değiştirmediler yazılımlarında.

İkincisi 2024 yılında bir erteleme olmasa dahi, muhtemel 2024 ve 2025 enflasyon muhasebesi uygulaması sonrası tekrar eski duruma dönüleceği öngörüsü ile geçici bir dönem için zahmete ve maliyete katlamamayı tercih ettiler.

Sonuç olarak enflasyon muhasebesinin getirdiği hem dönem sonu işlemleri hem de muhasebe programlarının yapması gereken dönem içi işlemleri, manuel olarak yapılmak üzere meslek mensuplarının üzerine kaldı. Enflasyon muhasebesi işlemleri dijital çağda, 40 yıl önceki yöntemlerle yapılmaya, sonuç alınmaya çalışılıyor maalesef. Tıpkı elinden beton mikseri, beton pompası, hazır beton, vinç, el aletleri alınmış müteahhidin bir kazma bir kürek ile 40 katlı plaza inşa etmesi beklentisi gibi.

Çözüm neydi? Muhasebe yazılımları enflasyon muhasebesine nasıl hazır olabilirdi?

Çözüm tabi ki dört başı mamur, tüm ihtiyaçları karşılayan enflasyon muhasebesi işlemlerini yapan muhasebe yazılımları. Yukarıda açıkladığım gerekçe ile yazılım firmaları yazılımlarını gerektiği şekilde güncellemedi ve güncellemeyecek görünüyor.

Gelir İdaresi Başkanlığının 2023 yılı içerisinde tüm muhasebe yazılım firmalarını çağırıp, enflasyon muhasebesi uygulaması için yapılması gerekenleri ve beklentilerini iletmesi ve yazılımların enflasyon muhasebesine uyumlu hale getirilmesi için takvim belirlemesi, firmalara süre vermesi gerekiyordu. Diyeceksiniz ki mevzuata böyle bir yetki yok. Gelir İdaresi bu vesile ile muhasebe programları üzerinde denetim ve standart zorunluluğunu hayata geçirmiş olurdu. Mevzuat kısmı birkaç günde çözülecek bir konu.

Eğer böyle bir yol izlense idi piyasadaki 20-30 muhasebe yazılım firmasının 200-300 civarında sitem analisti ve yazılımcısı birkaç ay sıkı çalışırdı, uykusuz kalırdı. Bu da herhalde 130.000 civarındaki meslek mensubu, şirketlerde muhasebe bölümlerinde çalışanlarla birlikte yaklaşık 500.000 insanın hayatından bezmesinden daha kötü olmazdı.

Yazılımlar, yazılımları kullanacaklar hazır değilse gerçekten günümüz dünyasında başarıya ulaşmak mümkün değil. 2006 – 2007 yıllarında Gelir İdaresi Başkanlığı elektronik uygulamalardan sorumlu grup başkanı olarak görev yaptığım dönemde benzeri birkaç tecrübe yaşadık.

Göreve başladığımda ihtiyari olan kurumlar vergisi beyannamesinin e beyanname olarak gönderilmesini Şubat 2007 döneminde zorunlu hale getirdik. Normalde bu tür kararlar kaos ortamı oluşturur ülkemizde. Fakat karar öncesi yaptığımız durum tespitinde hem idarenin, hem yazılım ve sistem alt yapısının, hem de meslek mensubu arkadaşların hazır olduğunu gördük. Karar sonrası hiçbir problem yaşanmadı; önemli bir kilometre taşı aşılmış oldu.

2006 yılında bankaların tüm işlemlerini vatandaşlık numarası ile yapması projesini yönetirken Akmerkez’de Bankalar Birliği ile yaptığımız toplantıda, toplantıya katılan banka genel müdür yardımcıları bu projenin 4 yıldan önce bitmeyeceğini söylediler. Muhasebe yazılım firmalarının tarzıyla düşünen bankalara bu dönüşümün nasıl yapılacağını, Gelir İdaresinin doğru parasal hareketlere ulaşabilmesi için projenin ne kadar kritik olduğunu anlattım ve her bankanın ilerleme aşamalarını yakınen takip edeceğimizi bildirdim. Sonuçta proje 4 ayda tamamlandı. Ocak 2007 den itibaren sorunsuz şekilde tüm bankacılık işlemleri vatandaşlık numarası ile yapılmaya başladı.

Enflasyon muhasebesi uygulaması ile beklenen sonuçlara ulaşılabilmesinin yolu doğru uygulamadır. Bu da ancak enflasyon muhasebesi işlemlerine hazır muhasebe yazılımları ile başarılabilir. Gelir İdaresi yazılımlarla kolaylıkla yapılabilecek işler için meslek mensuplarının ömürlerini harcamasının önüne geçmek üzere insiyatif almalı ve muhasebe yazılımlarına ihtiyaçları karşılamak adına standartlar getirmelidir.

Comments


bottom of page